Merhaba Dostlar,
Atmışlı yıllarda akademide talebeyim… Bir aile geleneği veya inancımın gereği diyelim Cuma namazlarına gitmek bende alışkanlık olmuştu…
Yine bir Cuma günü Fındıklıdaki Sinan'ın camisine değil de yürüyüp Tophanedeki Nusretiye camisine gittik benim kafadaki rahmetli bir arkadaşımla..
Avluda oturduk ezanın okunmasını bekliyoruz… Bir ezan okundu ki, kimse yerinden kıpırdayamadı, mıhlanıp kaldık. Ezan bittiğinde cemaatin çoğunda gözyaşı vardı, keza biz de aynı şekilde duygu seline kapılmıştık.
O zamanlarda ezanın bir ulviyeti bir nezaheti vardı. O zaman da sağcı hükümet iktidardaydı, ama bu kadar yalan yanlış işler yapılmıyordu. Şimdilerde bir camide ezan okunduğunda neredeyse bütün Avrupa yakasında duyulacak.
Mutlaka yetkililerin müdahale edip bunun bir nizama intizama sokulması gerektiğini düşünüyorum. Sesi güzel olmayan hocaların ezan okumaması gerekir. İlahiyatçılar bunu çok iyi bilir, her vakit ezanının ayrı ayrı makamda okunması gerekir.
Ama şimdilerde nerde o makam, o ahenk, o ulviyet… Hoca mikrofonu sonuna kadar açınca alışveriş yaptığım marketin camları zangırdıyor. Belki de mekanik ses vermesine rağmen banttan güzel sesli bir hocanın tek tip doldurduğu ezanı eşzamanlı olarak makul bir ses düzeyinde bütün camilerden vermek düşünülebilir.
Dinimizdeki bunun gibi uygulamalar yeni nesilde daha çok karşıtlık buluyor. Tabii ezana gelene kadar daha neler var…Cahil cühela hocaların televizyon ekranlarında cirit atmaları da çok menfi etki yaratıyor.
Geçen hafta Karadeniz'deydim de yeni camilerin ne hale geldiğini eşimle gözlemleyip üzüldük. Çoğu hemen yanı başındaki apartmana 50cm kadar yanaşmış. Osmanlı döneminde yapılan camilere baktığınızda bunların çevredeki yapılardan soyutlandığını çok geniş, içinde şadırvanları bulunan bahçeler içinde huzur ve ulviyet taşıdığını görürsünüz. Ufacık camilerin kendinden beş kat yüksek üç şerefeli minarelerinden bahsetmek bile istemiyorum.
Atatürk yasasıydı kafasında en son tasarladığı din devrimini kesin olarak yapacak Kuran'ı Türkçeleştirerek, okunup herkes tarafından anlaşılmasını sağlayacaktı. Şimdilerde camilerde Cuma hutbesini Profesörler, Doçentler verecekti, benim zamanımdaki okuma yazma dahi bilmeyen sadece YANACAKSUNUZ diyen Karadenizli hocaların yerine tabii.. Hoşça Kalın, Sağlıkla Kalın…
Ömer Suat MENALİ