İsrail’den Gazze’ye İnsanlık Dışı Tehdit: Filistin Halkına Yönelik Baskılar Artıyor

İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik hava, kara ve denizden başlattığı saldırılar 460 gündür hız kesmeden devam ediyor. Sivillerin ağır bedeller ödediği bu süreçte, İsrail Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi’nin son açıklamaları, bölgede daha da derinleşen krizi gözler önüne serdi. Halevi, Hamas tarafından esir tutulan İsraillilerin serbest bırakılmaması durumunda daha fazla Filistinlinin tutuklanacağını ve öleceğini söyledi.

Bu açıklama, İsrail’in uyguladığı askeri baskının devam edeceğini ve Filistin halkının geleceğinin tehdit altında olduğunu bir kez daha gösterdi. Uluslararası toplum, bu sözleri insan haklarına aykırı olarak değerlendirirken, bölgedeki insani kriz her geçen gün derinleşiyor.

Saldırılar ve Sivil Kaybı Artıyor

İsrail ordusu, Gazze’nin kuzeyindeki Cibaliya bölgesinde düzenlediği operasyonlarda sivillerin yaşadığı alanları bombalamaya devam ediyor. Bu saldırılar, hastaneler, okullar ve altyapı gibi hayati önem taşıyan noktaları da hedef alarak halkın yaşam koşullarını daha da zorlaştırıyor.

Filistin kaynaklarına göre, 7 Ekim’den bu yana devam eden saldırılarda 45 bin 885 Filistinli hayatını kaybetti. Ölenlerin 17 bin 800’ünün çocuk, 12 bin 300’ünün ise kadın olduğu bildiriliyor. Ayrıca 109 bin 196 kişi yaralanırken, binlerce kişinin enkaz altında olduğu tahmin ediliyor.

Memur ve Emekliler İçin Zam Heyecanı Memur ve Emekliler İçin Zam Heyecanı

İsrailli Esirler ve Filistinli Mahkûmlar

Gazze Şeridi’nde yaklaşık 100 İsrailli esirin bulunduğu tahmin edilirken, İsrail hapishanelerinde ise 10 bin 300’den fazla Filistinli mahkûm bulunuyor. Hamas, İsrail’in düzenlediği saldırılarda birçok esirin hayatını kaybettiğini açıkladı.

İsrail Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi, İsrailli esirlerin serbest bırakılmasını sağlamak amacıyla operasyonlara ara vermeyeceklerini vurguladı. Ancak bu tehditkâr yaklaşım, bölgedeki sivillerin daha fazla zarar göreceği endişesini artırıyor.

İnsan Hakları İhlalleri Derinleşiyor

Gazze’de sağlık sisteminin çökme noktasına geldiği, su, elektrik ve gıda kaynaklarının tükendiği bildiriliyor. Eğitim kurumlarının ve hastanelerin bombalanması ise sivillerin yaşam hakkını ciddi şekilde tehdit ediyor. Uluslararası hukuk örgütleri, bu saldırıları savaş suçu olarak değerlendirirken, İsrail’in politikaları yoğun eleştirilere maruz kalıyor.

Birleşmiş Milletler ve birçok uluslararası kuruluş, insani yardım koridorlarının açılması ve ateşkes sağlanması çağrısında bulunuyor. Ancak taraflar arasındaki gerilim, krizin çözümüne yönelik umutları zayıflatıyor.

Barış Çağrıları Yetersiz Kalıyor

Uluslararası toplum, bölgede yaşanan insan hakları ihlallerine karşı daha güçlü bir duruş sergilemeye çağrılıyor. Özellikle Filistin halkının güvenliğinin sağlanması ve esir takasının barışçıl yollarla çözülmesi gerektiği vurgulanıyor.

Buna rağmen, İsrail ordusunun operasyonlarını sürdürme kararlılığı, barış görüşmelerini zorlaştırıyor. Sivillerin maruz kaldığı saldırılar ve tehditler, bölgedeki insani krizi daha da ağırlaştırıyor.

Geleceğe Yönelik Endişeler Artıyor

Bölgedeki çatışmalar, yalnızca kısa vadeli kayıplarla sınırlı kalmayıp, uzun vadede halklar arası düşmanlığı artırma riski taşıyor. Uluslararası toplumun ortak çözüm bulması ve barış müzakerelerine öncelik vermesi gerektiği ifade ediliyor.