Kul hakka talip olursa şayet;
ve hakkaniyete ulaşıp bunu koruyabilirse, hak ettiğini elbet vakti gelince alır.

Hak etmediği yerde ise hakları kendisinden geri alınır.

Biz bugün bu kitapta buluşmak için bundan önce bahaneler edin dirildik ve hiç aklımızda yok iken yıllar sonra sende bende birer kitap yazmış halde bulduk kendimizi.

Yoksa geçmiş yaşantılarımızın alakasına bakacak olursak birbirimizin yürüdüğü kaldırımdan yan yana geçmiş olmamız bile imkansız sayılacak derecede soyut bir yaklaşım olurdu eminim. Birbirine böylesine uzak iki yaşam bugün birlikte yaşanmışlık edinmesi bir hayal penceresinden dahi bakılamaz derecede farklılık sahibiydi.

Lakin "Allah'ın" yöntemleri girift ve esrarengizdir ölüm bunlardan sadece birisi fakat bizimkisi yaşam üzerinden yönlendirilmiş bir esrar perdesi. Baktığın zaman ilk kitaplarımızın bahanesi ile ayrı rotalardan aynı rota üzerindeki yol güzergahında seyir almamızı sağlıyor önce akabinde bu yol üzerinde tek şeride düşürdüğü yolda başka bir isim altında yeni bir bahane ile ortak üretmemizi istiyor ki bunu vesile kılıyor. Aslında gelecek dediğimiz yarınlar bizim geçmişimizin dünleridir.

Bugün gibi yarından geldi ve düne gitmesine kimse engel olamayacak. Yani demem o ki "Rabbim" hakkımızda planlarını daha dünden hazırlıyor. Gelecek, geçmiş olacağını bile bile geliyor.

Bakın mesela, uzun yola çıktığın vakit istikametin bir şehir merkezine doğru ise ve o merkeze varana dek yol güzergahında bir çok levhaya rastlarsın. Bu levhalar sana yeni bir ile yada ilçeye girdiğini belirtir ardından o ilçeyi bitirdiğini, ardından yeni bir levha ve yeni bir tane daha sonra bir tane daha ta ki varış noktasına varana dek böyle devam eder, sonlara doğru şehir merkezine kaç km kaldığını ve sona yaklaştığını belirten tabelaların çıkar karşına, bilirsin yaklaştığını ardından en son tabelayı görürsün 'Şehir Merkezi' .

Merkezin tabelasından sapar'sın işte o zaman artık yeni bir levha ile karşılaşmazsın. Hepsini ardında bırakmışsın dır. Ve artık senden sonra geleceklere yol gösterirler. Seninle olan alakaları sona ermiştir. Çünkü sen artık merkez desindir son tabelanın olduğu yerdesin artık.
Varacağın adrese vardın.

Yani demem o ki bizde bu kitap ile okuyucusuna aynen bu şekilde hayatlarındaki yol güzergahlarının üzerinde birer yol gösterici levha niteliğinden ibaret kimseleriz.

Bizden sonra daha bir çok tabela daha olacak elbet, şehir merkezine kadar levhalar son bulmayacak.

Son tabela diye bahsini ettiğim;
yani şehir merkezini işaret eden levha,

'Ölüm Çıkmazı' kısası ahiretin sapağı, demek istediğim tam olarak bu.

Aynen öyle, son levhamız orası oraya varana dek levhaları takip edeceğiz.