Merhaba Dostlar,
Gençlik yıllarımda kronik faranjitim vardı… Bilenler bilir, öksürükle tıksırık arasında devamlı boğazınızı temizleme ihtiyacı olur. Bir müddet sırf bu gıcığı kessin diye çalışırken Cola yudumlardım.
Çalıştığım ofiste hocamın eli Cola'ya çarpıp projenin üzerine dökülünce bunu yasakladı. Bu olaydan sonra ANTİBİYOTİK almaya başladım. Bir müddet iyi gelse de daha sonra hiç tesiri olmadı.
Artık çoğumuz biliyoruz ki ANTİBİYOTİKLER bağırsaklardaki bütün faydalı bakterileri yok ediyor. Ancak doktor kontrolunda olursa fayda sağlar. Neyse ki artık yasalar bunun kontrolsuzca kullanılmasının önünü kesti..
Eğitim seviyemiz oldukça ileri olduğu için kim hasta olsa hemen 'ŞU İLACI AL, HEMEN GEÇİRİYOR…' demekten kendimizi alamıyoruz. Aile doktorlarından ciddi çalışmayanlarda buna izin veriyor, kapıdan girdiğinizde ne yazıyım diyenler oluyor.
Hiç aldığınız ilaçların prospektüsünü okuyanınız oldu mu? Faydası kadar yan etkilerinin zararlarını bilirsiniz. Bir baş ağrısı için alınan ilacın ender de olsa ölüme sebep olduğunu duymuşsunuzdur. Böbrek için aldığınız bir ilaç akciğerinize veya safra kesenize veya kan dolaşımınıza zarar verebiliyor. Baş ağrısı bulantı görme bozukluğu vs. vs. cabası.
Karadeniz'in yüksek yaylalarında 103 - 105 yıl yaşayan insanlarla konuşma imkanınız olursa bu insanların ömür boyu ne bir doktor gördüklerini ne de bir ilaç aldıklarını görürsünüz. Çoğunda da pırıl pırıl bir zeka cin gibidirler.
1975 yılında belki kullandığım antibiyotiklerin zararlarından belki de babamı kaybettiğimden spastik kolit başladı. İstanbul'daki doktorlar sinirsel olduğunu tatile gitmemi tavsiye ettiler. Tatile çıktım ama her şehirde her kasabada koşa koşa doktora gidiyorum. En son Muğla'ydı galiba bir doktor sağlığına kavuşmak istiyorsan ilaçlardan ve doktorlardan uzak dur demişti.
Hani beylik bir laf vardır yazıyı uzatmadan ' Allah hekime hakime icap ettirmesin, yokluğunu da göstermesin' deyip bitirelim.
Sağlıkla kalın, Hoşça kalın…
Ömer Suat MENALİ
Y. Mimar