Merhaba Dostlar,

Malumun beyanına gerek var mı bilmiyorum....

Ülkemiz bir deprem kuşağında, bunun kaçarı göçeri yok, zaman zaman bu olacak. İşin ironik yanı depremlerin her sefer jeoloji ve jeofizik mühendislerini ters köşeye yatırması. Kuzey Anadolu fay hattında deprem bekliyorlar, Güney Anadolu fay hattında oluyor....!

Olan oldu otuz kırk vatandaşımız öldü, yüzlercesi de yaralandı, binlercesi de çok kötü korktu. Ama henüz hiç bir bilimsel veriye ulaşılmadan onlarca insan görsel medyada ahkam kesmeye başladı. Hani bizde bir laf vardır ya; 'Bilgililer ilgisiz, ilgililer bilgisiz' diye. Oysaki 9 şiddetinde depreme dayanıklı binalar inşa edebilsek bunların hiç birini yaşamazdık.

Yanında aynı yükseklikte iki bina sağlam duruyor, ortadaki bina yerle bir olmuş ve bayağı bir can kaybı olmuş. Kimse demiyor bir incelensin bir analiz yapılsın bakalım yıkılan binanın zeminde mi bir problem var, mimari projesinde statik projesinde mi bir sıkıntı var, yoksa imalinde betonunda demirinde veya inşaatın kontrolünde mi bir kusur var.

Yaz aylarında kalıp betonu döküldükten sonra sabah akşam serinde sulanmamışsa, beton imalatında tuvenan (istiridye kabuğu) kullanılmışsa, kiriş kolon bağlantıları etriye aralıklarına kadar hatalıysa iş farklı boyuta evrilir.

Şimdilerde inşaatların kontrolü 1999 depreminden sonra çıkarılan yasa ile Yapı Denetim şirketlerine verildi. 99 depreminde belediye mühendislerine de ceza verilince bu çok önemli kamu denetimi özel şirketlerin eline verildi. Belki de dünyada bir örmeği daha yoktur ücretini inşaat müteahhidinden alan özel şirketlerin müteahhidin zararına bir işlem yapmaları.

İkinci bir husus ki hem Çevre ve Şehircilik Bakanına hem de İstanbul Belediye Başkanlığı yapmış Sayın R.T.E.' na yazdım; Serbest mimarlık yaptığımız yıllarda en fazla 12 yapı denetlerdik, bir yeni bina denetimi için mutlaka bir binanın bitip iskan alması lazımdı ki kontenjan açılsın.

Şimdi üzerimde 360.000 m2 inşaat var. Ortalama 1.000 m2 olsa 160 binayı denetlemem lazım. Buna ne aldığım veya alamadığım iki kuruş maaş ne de insan sağlığı ve ömrü yeter.

Oysaki İstanbul'da 39 ilçede bir de merkezde İmar Müdürlükleri var. Her birinde en az on on beş mühendis ve mimar var. Kamu adına bunların denetim yapması daha uygun değil midir...?

Yasa bütün yetki ve sorumluluğu Yapı Denetim Şirketlerine verdiği halde projeleri yine belediyeler onaylıyor, temel, temel üstü ve iskanı yine belediyeler veriyor. Yapı Denetim Şirketlerine projelerin girip onaylanıp çıkması yarım saati geçmiyor. Önceleri ruhsatta imzamız oluyordu. Şimdilerde oda yok. Şirketler denetçilere bankamatik kartı veriyorlar, denetçiler de uyds şifresini şirkete veriyorlar. Sonra nerede olduğunu bile bilmediğimiz binalar mantar gibi türüyor...

Size çarpıcı bir örnek veriyim. Yazın Silivri'deki yazlığıma gittiğimde yandaki araziye villalar yapılıyordu. Nasıl bir şeyler diye bakmaya gittim bir de ne göreyim bizim yapı denetim şirketi denetçiymiş.


Kalabilirseniz Sağlıkla kalın, Hoşça kalın…

Ömer Suat MENALİ
Y. Mimar