Merhaba Dostlar,

Daha önceleri de bu konuyu bir kaç kere yazdım… Aslında çok da bilinen bir şeydir demokrasinin tarifi..

Toplumsal anlamda kişilerin seçme seçilme hakkı olarak tanımlanır. Tabii bunun bazı istisnaları vardır, yüz kızartıcı suç işlememek veya –özellikle seçilmek için- eğitim şartı gibi.

Kişisel demokratik haklar ise her insanın düşünmek, düşündüğünü – günümüz de kısıtlanmış olsa da- yazıp yayabilmek ve seyahat etmek gibi çok yaygın ve bilinen mottalardır…

Babam anlatırdı; Cumhuriyetin ilan edildiği yıllarda İstanbul'da Osmanlı tebaasından kurtulan bazı kendini bilmezler kafayı çekip Sultan Hamam, Tahtakale gibi yerlerde ortalığı Demokrasi var diye yakıp yıkmışlar.

Üniversitede çok saygı duyduğum bir dostum da liberal demokrasinin çok da uygun olmadığını, özellikle sosyal medyada, televizyon yayınlarında önüne gelenin bilsin bilmesin her konuda ahkam kesmesine karşı olduğunu söyledi.

Yine akademisyen eskisi bir arkadaşım sosyal medyada paylaştığım bir konuya 'Anlamadığın işlere karışma…' diye yazmış.. Ben de ona hoş olmayan bir cevap vermek zorunda kalmıştım..

Jakobenler ve jüristokratlar hep erk biz de olsun, proleterlerin, köylü ve işçilerin bu işlere karışmalarını pek sevmezler, onları her zaman aşağılarlar. (Aysun Kayacı'nın ironik örneğinde olduğu gibi)

Oysaki ben hem inşaatlarımda hem de halkın pek çok kesimiyle olan ilişkilerimde onu gördüm ki cahil dediğimiz insanlar pek çok eğitimli insanlardan daha rasyonel düşünebiliyorlar. Pragmatik yanı ağır bassa da hiç de yadsınmayacak düşünce tarzları var.

Netice itibariyle ne olursa olsun daha iyi bir yöntem bulunana kadar DEMOKRASİ olmazsa olmazımız olmaya devam edecektir. Çünkü Aristokrasi, Jüristokrasi, Monarşi, Oligarşi, Teograsi gibi yönetim şekilleri yüzyıllarca denenmiş, sonunda DEMOKRASİ'de karar kılınmış. Kıymetini bilelim.

Sağlıkla kalın, Hoşça kalın…..

Ömer Suat MENALİ
Y. Mimar