Merhaba Dostlar,
Benim mimarlık mesleğine başladığım 1970 li yıllarda İstanbul neredeyse büyük bir şantiye gibiydi. Özellikle Fatih, Bakırköy, Ümraniye gibi ilçelerde inşaatlardan geçilmiyordu.
Bugünkü teknoloji o tarihlerde pek yoktu.

Yapılarda yaygın olarak Betonarme kullanıyor fakat ne beton imalatında ne da kalıp imalinde bugünün teknolojisi yoktu. Kalıplar normal kereste ile keser testere çivi kullanılarak yapılıyordu.

Günümüzde artık inşaat sektörü çok çeşitli alet ve malzemeye sahip. Lazerli ölçü aletlerinden tutun betonarme kalıplarına kadar ileri teknoloji elemanları ve montaj malzemeleri kullanılmaya başladı. Meslektaşlarım bunları bilirler.

Jeologlar o tarihlerde çok suskundular. 1999 depremine kadar hiç sesleri çıkmazdı. Bir tek imar planları yapılırken usulen çok düşük ücretler karşılığında olsun için zemin etüt raporu verirlerdi.

Biz mimarlar da inşaat mühendisleri ile telefonda konuşup bölgelere göre zemin emniyet gerilmesine karar verirdik.

O tarihlerde yapılarda deprem için yanal yükler 6-7 şiddetindeki depremi karşılayacak şekilde hesap edilir, kayalık zeminde 5, marn şistte 3, kalker kireç taşında 2, kumluk ve dolgu zeminlerde 1 kg/cm2 emniyet gerilmesi alırdık.

Nervürlü çelik nerdeyse yok gibiydi. Normal yuvarlak demir kullanılır, ST52 çeliği dense de çoğu ST37 çıkardı. Beton imalatı inşaatın bulunduğu yerde mis gibi Marmara denizinin kum ve çakılından yapılırdı. Zaten bugün bile kimsenin Aras nehrinden Asi nehrinden kum getirecek hali yoktur.

Günümüzde en ufak binaların bile temelleri radye jeneral yapılırken 80li yıllara kadar münferit temel (pabuç) veya mütemadi temel olarak yapılır kimse mono blok temel yapmazdı.

O günkü adıyla ZELZELE günümüzdeki adıyla DEPREM kimsenin aklına gelmezdi.

1999 depreminden sonra canlar gidince akıllandık deprem yönetmeliğinden inşaat teknolojisine kadar pek çok şeyi değiştirdik.

Yine de millet olarak her şeyde olduğu gibi inşaat konusunda gerek imalat bazında gerekse kontrol bazında bazı şeyleri ciddiye almadığımız için büyük bir deprem olursa canımız yanabilir.

Biz yoğurt yiyoruz bize bir şey olmaz zihniyetini değiştirmemiz lazım.

Sağlıkla kalın, Hoşça kalın…

Y. Mimar Ömer Suat MENALİ