Güzel ve güneşli bir güz gününde ve kışın ülkemizin bir çok bölümünde hissedildiği bir zamanda, asıl mevsim aldanması siyaset aleminde olmamalıdır.
Şunu demek istiyorum:
Yaklaşan Mahalli İdare seçimlerinde makam ve mevki hevesinde olan binlerce kardeşimiz var. Bunlara gaz veren, " Bu işi ancak sen yaparsın. Aday ol" diyerek insanları kandıran yalancı rüzgarlara karşı göğsünü açıp " Varım " demesini bekleyen canavarlara, çıkarcılara dikkat etmek gerekiyor.
Ufacık bir beldede ya da küçük bir ilçede Belediye Başkanlığına soyunan çok sayıda kişi bu tür doldurmalarla yola çıkıyor.
Devlet memuriyetinden emekli olmuş ve üç-beş kuruş emekli ikramiyesiyle altına bir otomobil almış çok kişiyi aday olarak ortaya çeken ve elinde kalan çoluk çocuğunun nafakasını da bu hevesle ve bu yolda sarf etmesini isteyen, sonunda da ortadan kaybolan yerel politika cambazlarına asla itibar edilmemelidir.
Sonuçta bir yere bir kişi belediye başkanı oluyor. Ortaya atılan diğer bir kaç kişinin emeği, maddi imkanı, hatta dostları ve yakın arkadaşları ile bazı akrabaları dahi elinden çıkıyor. Onları da kaybedebiliyorlar.
Aynı yerde birden fazla seçime girip Beelediye Başkanı olmak isteyen, Milletvekili olmak isteyen, bu yolda maddi ve manevi olarak hayli zarara uğrayan ve hiç bir kazanç elde edemeyen kişilerin hala ortaya sürülmesi veya çıkması anlaşılır bir durum değildir.
Böyleleri kazara bir kez kazansa dahi kendilerinden beeklenen hizmeti ortaya koyamadıkları da görülüyor. Bu da ayrı bir konu tabii ki.
Adam iki defa Milletvekili Aday adayı oluyor, aday olamıyor. Yani seçilemiyor. Milyarlar harcıyor ve boşa giden bu varlığını yerine koymak için hayli çalışıyor. Bir de bakıyorsunuz ki adam bu defa Belediye Başkanlığına soyunmuş.
Hem de kendi ilçesinden falan değil. Bir başka ilçeden.
Hayret doğrusu değil mi?
Bu siyaset denilen meret meşgale ne kadar kötü bir bulaşıcı imiş ki, bazı insanlar bundan kurtulamıyorlar.
Ne diyelim Allah bu uğurda çabalayanlara başarı, hastalık olarak yaşayanlara da şifasını versin.