Önümüzdeki Mart ayında yapılacak olan Mahalli Seçimler için ülkemizin her yerinde olağan dışı bir faaliyet görülüyor.
Siyasi Partilerimizin tamamında (İktidar Partisi dahil) " Ne yapsak da bu seçimlerden galip çıksak diye yoğun bir çalışma olduğu da biliniyor.
Büyük metropollar için son ana kadar kimlerin aday olması halinde seçimlerde başarılı olunacağı hususu, hemen hemen tüm partilerin ketum davranışla ele aldığı bir konu olarak ortada.
Küçük vilayetler ve İlçelerde ise her partiden çok sayıda aday adayı bulunduğu anlaşılıyor.
İktidar partisi AK Parti'nin Mart seçimleri için eskisinden çok daha titiz davranarak Aday belirleyeceği de anlaşılıyor. Genel Başkan Sayın Erdoğan, her ne kadar bir çok il ve ilçede anketlerle aday belirlenmesini arzu etse de, mahalli parti yöneticilerinin önüne getireceği Aday Adayları konusunda tatmin olmaz ise, kendi tespit edeceği bir Aday ile seçime gitmeyi uygun göreceğe benziyor.
O sebeple anketlerde mevcut Başkanların halka ya da teşkilata sorulmasına gerek görmüyor ve Başkanların performansını bizzat kendisi değerlendirip ya devam diyecek ya da çekilin başkasını aday yapacağım diyecek.
Benim acizane kanaatime göre de en isabetli Aday seçimini de böylece bizzat kendileri yapacak.
Dolayısiyle " Zaten AK Parti kazanacak " diye İktidar Partisi'nden Aday Adayı olmak için başvuranların içinden herhangi birisi Aday gösterilmeyecektir.
Kendi liyakat, birikim ve tecrübesi ile temayüz edememiş ama partinin gücüyle bu makama oturmayı tasarlayanlar hayal kırıklığına uğrayacaklardır.
Bu yaklaşım en doğru olan ve isabetli olacağı kesin olarak bilinen bir husustur.
Çünkü; madem partinin gücü göstereceği herhangi bir adayı seçtirmeye yetiyorsa, neden tabandan dayatılan ve anketlerde çok sayıda Aday adayından bu işi kotaramayacak olan birini seçip milletin önüne getirecekler ki?
Ehil olan, güvenilen ve gerçekten yüz ağartacak, arzu edilen performansı gösterecek birini sürpriz olarak Aday göstermeleri daha uygun olacaktır.
Diğer Partilere gelince:
Onların bu seçimlerde AK Parti'den daha çok oy alması imkansız olduğu için, belli yerlere ağırlık koyarak belli kaleleri tutma politikası, tercih edilen strateji gibi görünüyor.
Anlayabildiğimiz kadarıya, Muhalefet Partilerinin çok güvendiği yerlerde de bu hesabı bozacak Adaylarla yine İktidar Partisi'nin az farkla da olsa öne geçmesi bekleniyor. Türk seçmeni, yerel seçimlerde çoğunlukla yerel Parti Örgütünün öne sürdüğü adayların Parti Genel Merkezi tarafından da benimsenmesi sebebiyle istemediği kişilere oy vermeye mecbur kalabiliyor. Elbette bu iş şimdiye kadar hep böyle olmuştur.
Ama bu seçimlerde engin tecrübesiyle Sayın Tayyip Erdoğan'ın yepyeni bir siyasi tercihi kullanacağı artık anlaşılmış bulunuyor.
Esasen bir çok ülkede Cumhurbaşkanları ya da Devlet Başkanları Belediye Başkanlarını memur gibi atama yoluyla iş başına getiriyor. Bu olamayacağına göre, hiç olmazsa yerel teşkilatların olumsuz tercihlerini yok sayarak Millete hizmet edecek şahsiyetleri Başkan yapmaları tabii ki çok daha iyi olacaktır.
Bilindiği gibi bu seçimler çok önemlidir ve neticeleri de o derece önemli sonuçlar doğuracaktır.
Bakalım nasıl bir seçim sonucu ile karşılaşacağız? Herkes gibi biz de merak ediyoruz.
Peki vatandaş olarak bizler bu seçimlerde kime ne için oy vereceğiz, bunu iyi düşünebiliyor muyuz?
Aslında en önemli huşu da budur.