Suudi Arabistanlı bir Gazeteci olan Cemal Kaşıkçı olayı giderek muamma niteliğini koruyor.
Olayı hatırlayalım:
Gazeteci Cemal Kaşıkçı Suudi Arabistan Konsolosluğuna bir işi için gidiyor. İçeri girdikten sonra da bir daha çıkmıyor ya da çıkamıyor.
İddialara göre Suudi Arabistan rejimine muhalif olduğu bilinen Gazeteci'nin orada öldürüldü.
Şayet bu adam Suudi Konsolosluğu içinde öldürüldü ve buradan da cesedi çıkarılıp bir şekilde bertaraf edildi ise olay müthiş bir hata değil, sonucu son derece vahim bir olay olarak tarihe geçecektir.
İhtimaller:
1- Kaşıkçı Konsoloslukta infaz edilmiş olabilir. İnfazı organize bir ekip gerçekleştirmiş olabilir. Daha sonra da Diplomatik valizler içinde dışarıya çıkarılıp kaçırılabilir. Çünkü diplomatik valiz ve çantaların aranması adetten değildir.
2- Bu cinayeti Suudi Arabistan'dan özel olarak gelen bir ekibin gerçekleştirdiği ileri sürülüyor. Şayet böyle ise de gerçekten vahim bir durum ortaya çıkacak demektir.
ABD Başkanı Trump kendine mahsus kabadayı edasıyla, " Bu işi Suudi Arabistan gerçekleştirdiyse cezalandırırz" diyebilmiştir.
Tavra bakar mısınız?
Bir Suudi Gazeteci öldürülmüş ise ve bunu Suudi Arabistan rejimi adamın muhalif olmasından dolayı yapmış ise, cezayı Amerika verecekmiş.
Vay anasını be...
Ne dünyada yaşıyoruz değil mi?
Peki bu olayda muamma olacak bir durum var mı?
Gayet açık ki muamma falan yok.
Adam Konsolosluğa girmiş ve bir daha çıkmamış.
Canlı mı çıkarıldı ve götürüldü, yoksa öldürüldü mü bu ortaya çıkacaktır.
Bunu ortaya çıkaracak olan da Türkiye Cumhuriyeti Devleti değildir. Biz bu işin çirkin yükünü de sırtımıza almaya mecbur değiliz.
Olayı basit polisiye bir olay ve cinayet olarak göremeyiz. Ama bizimle bir ilgisi yok.
Hadise Suudi Arabistan'ın sorumluluğunda gelişmiştir.
Bu muammayı çözecek olan da Suudilerdir.