Merhaba Dostlar,
Son on yıldır artık din adamları da bu lafı çok ediyor. 'Ne yazık ki dünyadaki bir buçuk milyar Müslüman ülkenin çoğu birbiri ile ya kavgalı, ya da savaş halinde ' diye. Bu olmaması gerekli bir şey ama bu işin doğasında bu var.
Bana ne Hıristiyanlardan bana ne Musevilerden diyebilirsiniz! Ama tarih sayfalarını karıştırdınız mı göreceksiniz ki bütün inanç grupları arasında bu sürtüşmeler anlaşmazlıklar hatta savaşlar ne yazık ki olmuş.
Sorarım size Yüzyıl Savaşları, Birinci Dünya Savaşı, İkinci Dünya Savaşı Müslümanlar arasında mı oldu? Ayrıca hala devam eden Katolik, Protestan sürtüşmesinin Sünni, Şii, Vehhabi çekişmesinden çok farklı bir tarafı var mı?
Teoloji bilimi ile uğraşanlar dinin ekonomi ile ne kadar iç içe olduğunu çok iyi bilirler. Müslüman aleminden Muhyiddin İbn Arabi'nin bu konudaki yorumunda (http://www.dinimizislam.com/detay.asp?Aid=2361) sizin taptıklarınız benim ayağımın altındadır demesi ilginçtir.
Sagrada Famillia Katedralinin yüz yıldır bitmemesi tamamen ekonomiktir. Bittiği anda inşaat için bağış toplamanın aksayacağı çok aşikardır. Bugün benim ülkemde hangi camiye giderseniz gidin ya vaizden sonra ya da hutbeden sonra falanca yerdeki cami veya Kur-an kursu için sizden bağış talebinde bulunurlar. Üstelik bayağı büyük bir bütçeye sahip olan Diyanet İşleri Başkanlığına rağmen. Üstelik bu kurumun yalnız Sünni ibadethanelerine maddi destek vermesi tartışılırken.
Yazımı çok uzatmadan size bizzat yaşadığım bir olayı naklederek bitireceğim. Öğle ya hepiniz Christmas hazırlığı içindeyken vaktinizi çalmayayım; Geçenlerde bir Cuma namazı öncesi vaizinde hoca efendi adamın biri evlenecekmiş kadını beğenmiş ama bir şart koşmuş, evlendikten sonra el işi yapmayacaksın, beş vakit namazını kılacaksın demiş, ben de sana her kıldığın namaz için şu kadar para vereceğim demiş. Kadın da kabul edip her namazdan sonra kocasının verdiği paraları biriktirmiş. Kadın bir gün rüyasında kendini cennetin kapısında görür, sorgu melaikesi soruyor
-Sen hayatta namazını kılar mıydın?
- Kılardım
- Geç…. O geçiyor, bu geçiyor, sıra buna geliyor. Sordu melaikesi soruyor;
-Sen namazını kılar mıydın?
-Kılardım diyor.
-Sen şöyle bir kenara geç bakayım diyor.
Kadın şaşkın… Ben de namazımı kıldım orucumu tuttum, beni niye cennete sokmadın ki diyor.
-Sen para karşılığı kıldığın için namazların sayılmıyor demiş..
Kadın ertesi gün kocasına rüyasını anlatmış , artık bana namaz kılmam için para verme, al paranı namazlarım benim olsun demiş….
Bunu dinledikten sonra hoca efendiye sormaya cesaret edemedim, 'Yahu hocam sen de para karşılığı cemaate namaz kıldırmıyor musun' , sonra düşündüm de bu yaştan sonra bir de Hacıdan Hocadan dayak yemeyelim diye.
Sağlıkla kalın, Hoşça kalın…..
Ömer Suat MENALİ
Y. Mimar