Her seçim öncesinde yazardım, kendime göre olan düşüncelerimi…
Bu seçim tehlikelere gebeydi,
Tehlike çanları çalıyordu,
Kimine göre beka, kimine göre diktatörlüğün sonuydu…
Bana göre 2023 yaklaşıyordu…
1918 yılındaki gelişmelere bir bakayım dedim,
18 Mart Çanakkale zaferi, ardından ülkenin her tarafının işgaliydi. Biz Almanlarla girdiğimiz savaştan onlar yenildiği için bizde yenilmiştik! Ama nedense biz işgal edildik Almanya yeniden yapılandı
Hani savaş kaybetmiştik ya, ülke bertaraf olmuştu…
Eee sonuçta Almanlar her zaman galip geldi.
Bugüne geliyorum,
15 Temmuz sonrası herkesler Alamanyaya gaçı verdi ya…
Ana Almanya ne kadar önemli bir ülke imiş bizim için…
Hani dosttuk,
Hani yan yanaydık.
Biz yandık, onlar keyif sürdü.
Offf bu tarih merakı da nerden çıktı bende de… Biz cahil olduğumuz için ne yorum ne de bilgi sahibiyiz...
Peki seçim ile Alamanyanın ne alakası var be kardeşim…
Seçim gecesi ve sonrasında İstanbul ve Ankara Chp adaylarının önünde dw logolu mikrofonlar…
Eee bizden kaçanlar Alamanyada Fetö'sü, pkksı ne kadar ülkeye küfür eden varsa orada…
Ara sıra chp'nin üst aklı acaba Almanya'mı diye düşünmüyor değilim hani…
Neyse konumuza gelecek olursak…
İstanbul'da aday gösterilen Ekrem İmamoğlu dışında kimse yok muydu?
Neden direk İmamoğlu?
Adaylıklar sırasında istifa eden il başkanı, sonra nasıl oldu da istifasını geri aldı…
İçinden çıkılmaz bir halde olan durum daha da vahim olacak durumu ise yapılan ittifaklar,
İyi parti ile başlayan ittifak seçim sonuçlarındaki tabloyu daha da netleştiriyor,
İyi partinin Chp'ye ciddi katkısı olduğunu düşünenler aslında gelinen sonuçta desteğin Hdp'den geldiğini ortaya çıkarttı…
Saadet ile olan durum daha da içler acısı ittifak yapmıyoruz kendi adaylarımızı çıkartıyoruz denildi 211 bin ilçelerde alınan oy büyükşehirde 103 bine düştü…
İttifakımız yok diye bangır bangır bağırdılar, seçim sonuçlarında destek netleşti…
Gelelim kürt kökenli seçmen yani Hdp. Adamlar açıkça söyledi batıda Ak parti ve Mhp'ye kaybettireceğiz diye.
Oldu da…
Şimdi aklımda sorular daha da derinleşmeye başladı…
Ülkücü cenah olarak kendine yeni bir parti kuran mhp'li küskünler, hdp ile aynı ittifaka girerek, nasıl olurda biz milliyetçiyiz diye yola çıkılıyor. Bu milliyetçilik düşmanımın düşmanı dostum mudur? Yoksa menfaat ve iktidara gelme hevesi ile yapılan bir dostluk mu?
Saadet partisi genel başkanını çok sever ve bilgisini birikimini yerinde bulur devlet adamlığı uzlaştırıcı yapısıyla çok fazla iyi biri olarak tanırdım. Genel başkanlığa geldikten sonra yapılan 2 seçimde de yerini sol parti tarafından kullandı… İstanbul il başkanının attığı tweetlerden sonra nasıl olur da bu yola çıkar. Aman bende ne diyorum ki, Çamlıca camii için söylediklerinden sonra bu duruma çok da içerlemem lazım…
Demokrat parti, Dsp, Btp tam bir traji komik hikaye… En son partiden başlayacak olursak fetö ile yıllarca mücadele eden grup bugün en iyi sempatizanı oluverdi BTP. Şimdi büründüğü Atatürkçü kimliği ile kendini muhafazakar Atatürkçü sıfatına büründürmeye çalışıyor. Yani sol bir parti mi oluyor yoksa sağ bir parti mi?
Yine anlamadım,
Dsp bu seçimde Chp küskünleri ile yola çıkıp seçimlerden beklediğini göremeyen tek parti oldu. Şişli'de ceketimi koysam kazanırım diyen Sarıgül ile bile belediye alamadı. Yani hüsranla sonuçlanan bir seçim oldu Dsp için. Ha bu arada Dsp'ye kızan çok chp'li oldu, siz nasıl solcusunuz, siz nasıl Ecevit'in partisisiniz, oylarımızı böldünüz falan filan. Dsp lideri Önder Aksakal'ın biz hiçbir şekilde bu şekilde bir ittifakın içerisinde olmayız dediğini biliyoruz. Hdp çizgisi bize ters dedi Önder Aksakal.
Ben yine anlamadım bu durumu…
Demokrat parti ise zaten iyi parti ile ittifak yapmış genel seçimlerde genel başkanlarını meclise sokmuş amma velakin 31 Mart yerel seçimlerinde ittifakın içerisinde yer almak istemiş ama diğer ittifak partileri tarafından kapı önünde bırakıldı. Ama mersinde iyi parti genel başkanı demokrat parti lideri gibi davranmış yani genel başkanının pozisyonunu yerle bir etmiştir. Yine demokrat partililer büyükşehirde ittifak adaylarını kısmen desteklemiştir.
Yine anlamadım bu sonuçları…
Gelelim seçim kaybedenine mi yoksa kazananıma mı onu bilemedim.
HDP…
Seçimlerde miting namına bir şey yapmadı, salon toplantıları ve basın toplantıları ile seçim stratejisini sürdürdü. İttifakın belirleyici partisi oldu. Bilhassa Ankara ve İstanbul'da önemli bir rol oynadı. Seçmeni de gelen talimata harfiyen riayet etti. Hiç sorgu sual olmadan oyunu Chp yönünde kullandı… Seçmeni Chp'yi seven tasvip eden bir yapıda değildi, hele hele de iyi partinin bulunduğu bir yerde olmaz diye düşündüğüm, bir seçmen kitlesi bulunmaktaydı.
Şu sonuçtan çıkan cevap şu benim rengim düşüncem fikrim söylemim ve mücadelem önemli değil, yeter ki Ak parti kaybetsin, bana ne benim ideolojimden, bana ne fikrimden bana ne mücadelemden.
Düşman belli Ak parti
Düşman belli Recep Tayyip Erdoğan…
Ak parti seçmeninin duygusu ve düşüncesi hep net idi. Ama son 5 yılda yapılan seçimlerden ötürü aşırı derecede bir yorgunluk bir bitkinlik neticesindeydi bu seçim sonuçları.
Bir burada daha önce ortaya çıkan emeklilikte yaşa takılanlar platformu. Eyt'liler diye bir tablo çıkartıldı Ak partinin önüne ve bu platform ciddi anlamda örgütlenip kimisi sandığa gitmedi kimisi ise oyunu karşı taraftan yana kullandı. Ama bu platform nasıl oldu da bu seçim öncesinde ciddi anlamda örgütlendi. EYT'liler 13 milyon gibi bir rakamdan bahsediliyor…
Bu da benim aklımda ki deli sorulardan bir tanesi…
Sonuçta mazbata diye haykıran İmamoğlu, yapılan ilk açıklamalarda 29 bin olan oy farkı itirazlar ile 13 bine düştü. Yüzde 10 yeniden sayılan sandıktan 15 bin oyun düşmesi ise çok manidar.
Aklımda ki sorulara cevap bulamadım gitti,
Yani İstanbul'da sandıkların tamamı yeniden sayılsa yada yüzde 50'si sayılsa seçim sonuçları daha da farklı bir hale gelecekti. Neden bu kabul edilmedi. Aklımdaki en büyü sorulardan bir tanesi…
Mazbata diye hayrıkan genel başkan yardımcısı Engin Özkoç: 'mazbatamızı verin dolar, Euro düşsün' dedi. Ne oldu da düşmüyor bu kurlar?
Belediye seçimleri ile kurların ne alakası vardı onu hiç anlamamıştım zaten…
Ee birde İmamoğlu'nun s-400, doğu akdeniz gibi açıklamalarını hiç anlayamadım…
Anlayan varsa bana da bir zahmet anlatsın…
Saygılarımla.