Meraba Dostlar,
Devlet Güzel Sanatlar Akademisi'nin Dekor talebeleri tarafından adı Şeker Hamdi diye tanınan sevilen güler yüzlü hocası Prof. Hamdi Şensoy'u 19.04.2018 günü ebediyete uğurladık…

Yüzü daima gülen hiçbir öğrencisini azarladığını görmediğim duymadığım hocamla çok güzel anılarım var. Bunlardan ilki şimdi benim üniversitede çocuklara eğitimini verdiğim ikinci proje konusuydu. Hamdi hocamda ikinci proje olarak Kandilli 'de bir Rasathane tasarımıydı.

İkincisi öğrenciliğim boyunca 5-6'dan fazla karne notu olmayan hayatında hiç teşekkür iftihar gibi mutluluklar yaşamayan ben mimarlık son sınıfa kadar sınıfta kalmadan gelmiştim. Bitirme projesinde hiç beklenmedik bir şekilde iki kere bırakılınca altı yıllık uzatmalı nişanlımla evlenemedim.

Asker kökenli olan müstakbel kayınpederim 'odun olsun, diploması olsun ' diyor, kızını vermiyordu. Hatta ilkokuldan beri ailemden hiç birinin okuduğum okulların idaresi ile bir görüşmesi olmadığı halde kayınpederim gidip okul idaresinden, önce genel sekreterle sonra da Hamdi hocayla görüşmesi beni kızdırıp az daha nişanlımdan ayrılmama sebep olacaktı…

Üçüncü kez diploma projemi teslim edip jüri değerlendirilmesi sonucunda Akademinin mermer döşemeli giriş holünde sekreterin notları okumasını beklerken Hamdi hocamın Akademi ana giriş kapısından girip başını aşağı eğip yüzünde gülücüklerle selam vermesi bana mezuniyetimi müjdeliyordu. Elli sene geçmesine rağmen, hocamın o gülümseyip selam vermesi hala bugün ki gibi güzümün önündedir…

Koş Holdingdeki müşavir mimarlık dönemimde Altunizade'deki Şark Sigorta Binası yapılırken değerli hocam Prof. Sedad Hakkı Eldem'in vefatı üzerine uygulama döneminin sonlarına doğru Hamdi Şensoy hocamla birlikte çalışma şansım da olmuştu.

Yeni Galata köprüsü yapılırken eskisinin ne olacağı konusuyla ilgili bir panelde çok duygusal bir konuşma yaparak sözü Dolmabahçe Sarayının arkasına projesi Japon mimarlarınca yapılan Swiss Otel için ' Size Japonya'da imparatorluk sarayının kaldırımına çivi çakmaya dahi izin vermezlerken, biz nasıl olur da Dolmabahçe Sarayı gibi tarihi değerimizin siluetine bunu kondururlar ' diyerek, konuyu Dolmabahçe'den aşağıya inen Kadırgalar yokuşunun tarihçesini anlatarak gözlerinin dolduğunu unutamam. Sözünü yine bütün olağan kibarlığıyla 'Milliyetçi bu duygularım için sizlerden özür diliyorum' diye tamamladı.

Bir tarihte kürsüde öğrenci projesine bakan Sedad Hakkı hocam 'Bunun bacası nerede kuzum ' diye sorduğunda, Hamdi Şensoy'da Gündüz Gökçe'de proje üzerinde baca aramaya uğraşırken Sedat Hakkı hocam, 'Kuzum onu sormuyorum, şu geçen geminin bacası yok da ' der. O tarihte Japonların Osaka Fuar gemisi İstanbul'a gelmişti. Mazotlu ilk gemilerden biri olduğu için bacası gizlenmiş, gözükmüyordu. Meğerse onu sorarmış hocam.

Cenaze törenine katılan Sedad Hakkı hocamın o tarihte asistanlığı yapan Gündüz Gökçe hocama bunu sordum. Sizler için MİT olmuş bu hikayenin gerçek payı var mıydı diye. Biraz doğru, biraz da öyle dedi… Keşke törendeki uzun uzun akademik konuşmalar yerine bunlar anılsaydı ya, daha güzel olmaz mıydı? Kalan hocalarıma uzun ve sağlıklı ömürler diliyorum.

Sağlıkla kalın, Hoşça kalın…..

Ömer Suat MENALİ
Y. Mimar