Merhaba Dostlar,

Benim DGSA Mimarlık Bölümünde diploma konun Topkapı Sarayının varoşlarında Mimarlık Okulu ve Müze binasıydı. Rahmetli bir arkadaşımla konuyu araştırmak üzere Vakıflar Başmüdürlüğüne gittik. Onun babası Vakıflardan emekli olduğundan çok iyi karşılandık ve bilgilendirdik. Kocaman bir müdür masasının arkasında biraz da yaşlılıktan küçücük kalmış adam bize uzun uzun buranın tarihçesini anlattı.

İstanbul'un işgal yıllarında Topkapı Sarayının varoşlarındaki barakalarda Fransız Lejyoner askerleri kalıyormuş. İçki seven Fransız askerleri buradaki inlere dehlizlere soğuk kalsın için şarap saklamaya başlamışlar.
Bir gün bu konu komutanları General Şarpinin kulağına gitmiş, merakla bu dehlizlere indiğinde eski eserlere de ilgisi olduğundan Fransa'dan o günün ünlü iki arkeoloğu Demanj ve Mamboury'yi İstanbul'a getirterek elindeki askerlerinde yardımıyla bu sahayı kazıp bütün buradaki Roma'ya ait eserleri çıkarttırmış.( http://www.hurriyet.com.tr/istanbul-un-ilk-rehberini-bir-isvicreli-yazdi-111076)

s-a0314541e0d8c10bf352f68f0ecbfc3ba0a66e17

Yükte hafif pahada değerli ne varsa Fransa'ya göndermiş, geriye sadece burada yer altında kalmış saray, ayazma ve kiliselerin kalıntıları, temelleri kalmış. İstanbul'un kurtuluşuyla birlikte Fransız Lejyonerleri de buraları terk edip ülkelerine dönmüşler. Zamanın Türkiye Cumhuriyeti hükümeti burayı Milli Saraylara daha sonra da onlar da Milli Emlak'a devretmiş.

Sonunda evsizlerle alkol ve uyuşturucu bağımlılarıyla baş edemeyen devlet yetkilileri bütün buradaki eski eserlerin üzerindeki deliklerden ağızlarına kadar toprak doldurmuştu. Biz arkadaşımla bölgeyi gezip gördüğümüzde içimiz sızlamıştı. Bir tek ayazma kalıntıları toprak üzerinde kalmıştı.

Bugün Koruma Kurullarınca alınan kararla burası turizme açılsa ve Topkapı Sarayının bodrumlarındaki pek çok eser buradaki açık hava müzesinde tekniğine uygun olarak (Uğur Dündar bir programında bu eserlerden çürüyor yok oluyor diye bahsedince o günün müdürü bunları gün ışığına çıkardığında rutubetli ortamdan gün ışığına çıkan pek çok eser çatlayıp patlamıştı…) sergilense fena mı olur.

Sağlıkla kalın, Hoşça kalın…..

Ömer Suat MENALİ
Y. Mimar