Adam çatır çatır İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimini kazandı.

İstanbul'un iradesini çantada keklik olarak görenler seçim sonuçlarını beklemeye bile luzum hissetmeden bir basın toplantısı ile başkanlıklarını açıkladılar.

Ancak yüzlerindeki endişe, televizyonlarının başında gelişmeleri izleyen kimsenin gözünden kaçmadı. Endişelilerdi. Ancak bunu bir türlü açığa vuramıyorlardı.

Kapalı kapıların ardında birileri birilerinin kulağını çektiğine dair haberler kulislere kısa sürede yayıldı. Mecburen ekrana çıkmış ve zevahiri kurtamaya yönelik bir açıklama yapmak zorunda bırakılmıştı.

İlerleyen saatlerde ciddi bazı entrikaların döndüğü bizzat İmamoğlu tarafından açıklanmıştı. 31 Mart'ı, 1 Nisan'a bağlayan gece çok şeyler yaşandı.

YSK'dan aldığı sonuçları dağıtmakla mükellef olan devletin Ajansı haber vermeyi, sonuçları yayınlamayı bir kenara bırakmış, Ankara derin bir sessizliğe bürünmüştü.

Metanetini kaybetmeyen İmamoğlu, o gece adeta bir sabır küpüne dönüşmüş, taraftarlarını ve vatandaşlarını itidale davet ederek, başta YSK yetkilileri olmak üzere devletin bütün kurumlarını tarih önünde hesap verecekleri konusunda ikaz ediyordu.

Saatler ilerledikçe değişen bir şey olmuyordu. İmamoğlu saat başı yine basın açıklaması yaparak İstanbul seçimlerinde çok önde olduklarını ve spekülasyonlar karşısında kimsenin milim oranında kımıldamamalarını ve sandık başlarından ayrılmamalarını istiyordu.

Ankara yine derin bir sessizlik içindeydi. Sabah olmuş güneş doğmuştu. Ancak bir evvelki akşam saat 10.00 sularında dondurulan A.A verileri hala açılmamıştı. Ve yine İmamoğlu saat başı açıklama ve ikazlarını sürdürüyordu.

İmamoğlu'na oy veren Millet İttifakı seçmenleri, gelişmeler karşısında adeta betondan bir direniş abidesine dönüştü. Sandık başlarını eskisinden daha çok inanç ve cesaretle savunmaya geçtiler.

Seçim merkezlerine gelen oy çuvallarının üstüne yatarak sabahladılar. Milli iradeye sahip çıkmaya kararlı vatandaşlar, ve parti yetkilileri oy çuvallarını AKP'li gözü dönmüş saldırganların salonlara yaptıkları bir kaç tane huruç harekatına rağmen teslim etmediler.

Öğlen saatlerine doğru AKP İstanbul Teşkilatı havlu atarak gerçekleri kabul etti ve devletin ajansı, İmamoğlu'nun artık bu kurum tarafsızlığını yitirmiştir beyanatı üzerine seçim sonuçlarını vermeye başladı. Gecikmeli 13 saat sonra....

Ve gerisi hepimizin malumu..Yaklaşık 2 hafta sonra mazbatasını alan İmamoğlu'nun elinden mazbatası gerekçesiz gerekçeli kararlar silsilesi ile abra kadabra metodu ile elinden alındı.

On sekiz gün belediye başkanlığı yapan İmamoğlu, iktidara hayatlarının şokunu yaşattı. Geri dönülmez bir yola girildiğinin farkına varan iktidar, akla hayale sığmayan iddialar ve teşebbüslerle gelişmeleri bugüne kadar getirdi.

İmamoğlu artık sadece bir rüzgar değil, bir tık ötesine geçerek bugün Trabzon mitingi ile adeta bir fırtına'ya dönüştü. Vatandaş haksız yere mazbatası elinden alınan İmamoğlu'na her geçen gün daha çok sahip çıkıyor.

İktidara yakınlığı ile bilinen Araştırma şirketlerinde bile İmamoğlunun kıl payı kazandığı seçimde şu anda 2 puan ve üstünde bir oy desteği ile İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığını kazanacağı belirtiliyor.

İktidar sahipleri ve İstanbulu kesinlikle teslim etmeyeceklerini ilan edenler kara kara düşünüyorlar.

Korkunun ecele faydası var mı? İmamoğlu rüzgarı geçti ve Trabzonda bugün fırtına moduna dönüştü. Bayram ziyareti için gittiği Trabzonda adeta Cumhurbaşkanı gibi karşılandı.

Trabzon acaba Ankara'ya ne mesaj verdi? Görüldüğü kadarıyla bu iş İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimi ile sınırlı kalmayacak.

Çünkü iktidarın iddiasına göre seçimleri kaybetmek AKP iktidarının temelerrinide çatlatacak ve iktidardan uzaklaştıracak bir süreci başlatacak.

Trabzondan gelen ayak sesleri başta İstanbul olmak üzere Ankara ve tüm yurtta net bir şekilde duyuldu.

Keşke halkı, memleketi ve insanlarımızı bu kadar germeselerdi. İşi buralara kadar uzatmasalardı. İnsanları kamplara bölüp oy vermeyenleri terörist hain ilan etmeselerdi. Vatandaşın vicdanını sızlatmasalardı.

Keser döner sap döner bu hesap bir gün döner misali işte ayan beyan ortaya çıkmaya başladı.

Ekrem İmamoğlu gümbür gümbür geliyor beyler. Bence vakit geç olmadan İnsanları daha çok germeden orta yolda buluşup İstanbul'un sorunları konusunda her iki tarafın artık makul fikirler ortaya koyması gerekiyor.

Madem herşey İstanbul için çok güzel olacak, olacaksa Türkiye için çok güzel olsun. Hele hele memleketin etrafında gelişen tehlikeli olaylarıda göz önüne alacak olursak. İç siyasi sürtüşmeleri bir kenara bırakıp memleketin sorunlarına ivedilikle odaklanmak gerekiyor.

Ortak akıl bütün sorunların üstesinden gelir.

Lütfen gerçekleri gözardı etmeden bir masaya oturup el sıkışın artık. Türkiye için güzel şeyler olsun...