İhracatın olmazsa olmazı lojistik sektörüdür. Depolaması, işlemesi, nakletmesi, güvenliği, enerjisi, eğitilmiş personeli, formaliteleri, gümrük mevzuatları, alt yapı sorunları, limanlar, demiryolları, fiziki yapıları, ve daha nice nice unsurları var bu Lojistiğin. Öylesine komplike bir yapı varki.. Önümüzde en ufak bir eksiklik, yürüyen bir süreci bir anda felç edebiliyor.

Türkiye lojistik sektörünün 2022 yılını pek de iyi kapatmamışa benziyor. Sektör hedeflerin çok gerisinde kalmış. Ama ne yapsınlarki, yıllardan beri sorunları anlata anlata dillerinde tüy bitmiş....

Utikad Yönetim Kurulu Başkanı Ayşem Ulusoy'u dinlerken hep bunları düşündüm. Geçtiğimiz yılın hem küresel hem de bölge özelinde bir çok sorunla mücadele ettiğinin altını çizen Ulusoy" Küresel ekonomideki durgunluk, artan enerji fiyatları, savaş sebebiyle ticaret rotalarındaki değişimler ve sınır kapılarında yaşan uzun TIR kuyrukları gibi hızlı şekilde çözüm üretilmesi gereken sorunları sektörümüzün çatı derneği olma bilinciyle etkin şekilde çözüm önerileri sunduk" dedi.

Bu arada Utikad nedir diye okuyucularımız sorabilirler; hemen cevaplayalım. Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneği olarak 1986 yılında kurulmuş. Lojistik sektörünün en önemli sivil toplum kuruluşlarından birisi olarak Türkiye'de ve uluslararası alanda kara, hava, deniz, demiryolu kombine taşımacılığı ile lojistik sektörünün dünya çapındaki en büyük sivil tophlum kuruluşu olan Uuslararası Taşıma İşleri Organizatörleri Dernekleri Federasyonu'nun (FİATA) Türkiye temsilciliğini üstlenmiş.

Ayşem Ulusoy, bu derneğin başkanlığını yürütüyor. Rusya Ukrayna savaşı bu bölgede belkide en çok Türkiye'yi ilgilendiriyor. Neden olmasınki bölgesel rotaların tamamı şu anda büyük endişe kaynağı. Orta Asya'dan Avrupa'ya kadar bütün ulaşım hatları sıkıntılı. Ancak bu sıkıntıların ötesinde yıllara dayanan ihmalkarlıklarda mevcut.

Türkiye'nin komşu ülkelerle olan gümrük mevzuatları ve altyapı angajmanları bu sıkıntıların temel sebebi. Türkiye aradan geçen bunca zamana karşın kendisine bir çekidüzen verememiş. Avrupa ile mevzuatlar konusunda hala başımız dertte. Özellikle Gürcüstan, Azerbaycan, Sırbistan ve diğer rotalar üzerindeki ülkelerle olan mevzuat problemleri hala giderilmemiş. Hatta bazıları ile hic başlanmamış. İşte bu noktada dernek yöneticileri çok dertli.

Yıllardan beri aşındırmadıkları kapı bırakmamışlar. Sorunları bir çok toplantıda ve her fırsatta dile getirmişler. Çözüm önerileri konusunda yöneticiler ile temaslar kurmuşlar. Sorunların hallledilmesiyle Türkiye'nin elde edeceği ekonomik gelişmeler ve kazanımlar en ince detayları ile anlatılmış.

Onlar söylemesede ortaya çıkan neticeler hiçte üzerinde çalışılmış konular gibi gelmiyor. Yani geçen zaman diliminde bir çok fırsatlar ıskalanmış. Off the record olarak bana ifade edilen en az beş yılın heba edildiği oldu.

Çin'in kuşak projesi, önce doğu sınırlarımızda sonrada Balkanlarda orta koridor tabir edilen rotada kesintiye uğramış. Başta gümrük mevzuatları, formaliteler olmak üzere altyapı sorunları yüzünden burnumuzun dibine gelen tarihi fırsatlar adeta elimizin tersiyle bir kenara savrulmuş. İnanılmaz bir kazanç ve katmadeğer yükü avuçlarımızın içinden uçmuş gitmiş.

Lojistik sektörünün derdi sıkıntısı çok fazla. Ama aşılmayacak konular değil. Yeterki Türkiyeyi yönetenler biraz daha sektörün sıkıntılarına kulak verebilse. Küçük dokunuşlar olağanüstü etkiler gösterecek. Durgunluk içinde bulunan dünya ekonomisi içinde Türkiye bu süreçten çok kısa süre içinde sıyrılacak gibi duruyor.

Öte yandan, öyle bir konu varki sektör yetkilileri için adeta bir kabusa dönüşmüş olduğunu gördüm. O da ne alaka diyebileceğimiz bir konu.

Sektörde şu anda bile ihtiyaç duyulan sürücü-şoför sıkıntısı. Bende toplantıda bu konuya temas edildiğinde hakikaten şaşırdım.

Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından dile getirilen Emeklilikte Yaşa Takılanlar konusunun halledilmesi, lojistikçilerde derin bir düşünceye sevketmiş.

Meğer lojistik sektöründe çalışan sürücülerin büyük bir bölümü EYT'li imiş. Çünkü gençlerin sürücülük mesleğinden uzak durması yüzünden şförlerin büyük bir bölümünün ellili yaşların üstünde olması gerçeği varmış.

Evet sektörde görev yapan sürücülerin emeklilik haklarını kazanmasıyla işlerinden uzaklaşması bu sektörü yönetenleri kabusu olmuş durumda. Emekli olan sürücülerin yerinin asla kısa vadede doldurulamayacağını dile getiren yöneticiler, devletin bu konuda acil çözüm yolu getirmesinide bekliyorlar.

Malum hükümetin mevzuatlarında emeklilerin çalışma hayatından çekilmesi ve yeni iş bekleyen gençlere yer açılması konusunda tedbirler alınmış.

Ancak sorun şu ki gençler ağır ve meşakkatli bir iş olan ağır vasıta sürücülüğünü benimsemiyor. Uzak yollarda geçen sürelerde ailelerinden uzak kalma fikri gençlere göre değil.

Bu yüzden sektöre EYT'li şoförlerin boşluğunun kısa sürede doldurulamayacağı fikri hakim..Üniversitelerin lojistik bölümleride bu ihtiyaç karşısında yetersiz kalıyor.

Şoför açığının bütün dünyada fazlasıyla yaşandığına dikkat çeken lojistikçiler, Türkiye'de bir kaç sene içinde bu açığın yüzbinlere hatta milyonlara varabileceği tehlikesine işaret ediyorlar.

2023 senesinde girdiğimiz şu günlerde artık yöneticilerimizin lojistik sektörünün sorunlarına daha çok kulak vermesi en büyük dileğimiz. Çünkü Türkiye'nin kaybedecek ne zamanı nede parası var.

Olağanüstü ajantajlı bir coğrafyada yaşıyoruz. Neden Yüce Tanrı'nın bahşettiği bu zenginlikten faydalanmayalım. Karayollarımız, demiryollarımız, havayollarımız ve limanlarımız daha çok iş yapabilecek kapasitedeyken neden kulağımızın üstüne yatıp uyuyalım.

Durmak Yok Yola Devam....