Merhaba Dostlar,
Geçen hafta sizlere hoş gelecek bir nostalji yazısı kaleme almıştım…
Gül ile Erdoğan arasındaki gerilime dokunmamıştım. Aslında GÜNDEM o kadar hızlı değişiyor ki ben yeni köşe yazımı hazırlarken yazacağım konu güncelliğini bitiriyor.. Şimdi bütün medya AFRİN harekatını takip ediyor.
Biz olayları biraz gerisinden takip etsek de mademki yazacağız dedik dönelim Gül-Erdoğan gerilimine. Siyaseti ucundan köşesinden bile takip edenler AKP'nin biat partisi olduğunu bilirler. Örneğin CHP böyle bir parti değildir, iyi kötü parti içinde bir özgürlük vardır. Diyeceksiniz ki orada da kimler harcanmadı ki; Emine Ülker Tarhanlar, Süheyl Batum, Canan Arıtman'lar….
Erdoğan'ın partisinde olmadı mı? Neler oldu neler.. Ama hani bir beylik laf vardır 'Kol kırılır, yen içinde kalır' misali, bunlar kamuoyuna açıklanmaz. 2012 de İngiltere'ye kaçan milletvekili Turhan Çömez unutuldu gitti.
Erdoğan'ın Kemal Abisi (Unakıtan) bazı prensipleri çiğnediği için açığa alındı. Benim sevgili hemşerim Erdoğan'ın sanayi bakanı Ali Coşkun ayrıldı gitti ve ne Erdoğan ne de parti aleyhinde bir tek kelime etmedi...
Ben şarabın tadı hariç her şeyini çok iyi bilirim diye ün yapan akademisyen Abdüllatif Şener partiden ayrıldıktan sonra partisinin kirli işlerini açıklayan nadir kişilerden biri oldu. Bana sorarsanız doğru da yapmadı.. İnsan boşandığı karısına kötü derse, o zaman sana da başka unvan takarlar.
Bunun haricinde AKP'nin en sivri dilli milletvekili Bülent Arınç'tır. Onu tanıyanlar bilirler, hayat boyu bir yamuğu olamamıştır. Zaten ortaya çıkan bir şeyi olsaydı çoktan harcanırdı. Erdoğan yurt dışındayken O bir laf ederdi. Ama Erdoğan gelip de o lafın tam tersini söyleyince Arınç hemen tornistan ederdi. ' Ben böyle söyledim ama Sayın Başbakanımın söylediği doğrudur' der, çevir kazı yanmasın yapardı.
Ben size Yılmaz Özdil gibi çok sayısal bilgiler veremem ama duyumlarıma göre parti içinde Arınç'a bağlı 90 milletvekili, Gül'e sadık 105 milletvekili, Erdoğan'a bağlı 126 milletvekili var denilirdi. Arınç'ın zaman zaman parti dışında görüntü vermesine rağmen çok da ters duruma düşmedi. Ama uzun zamandan beri Erdoğan'la Gül arasında belli bir gerilim vardı.
Bunu ben ilk defa Danıştay'ın 146. Yıldönümünde gözlemledim. Metin Feyzioğlu'nun uzun konuşmasına sinirlenip salonu terk eden Başbakan Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı Gül tarafından pansuman edilmeye kalkışması durumu açıkça izah ediyordu. Bu benim için çok önemli bir göstergeydi. Recep Tayyip Erdoğan her şeye rağmen harbi adamdı, ama Gül siyaseten daha sinsi biriydi. Gerek Başbakanlığı zamanında gerek Cumhurbaşkanlığı zamanında pek öyle korekt davranışını görmedim, hep ikinci planda kalmayı yeğledi.
Ilımlı politikası ile bir şeyler yapmak istiyor ama ben pek de olumlu görmüyorum. Çünkü AKP biat partisidir. Ya uyarsın ya gidersin; Hüseyin Çelik, Egemen Bağış, Zafer Çağlayan, Muammer Güler, Erdoğan Bayraktar, Kadir Topbaş, Melih Gökçek gibi sesini kısar oturursun…
Sağlıkla kalın, Hoşça kalın...
Ömer Suat MENALİ
Y. Mimar