'Değerli dostlar, her yeni yıl, yeni ümitlerle, yeni yepyeni dileklerle insanlığa umutlar dağıtır.

Ne kadar çıkmaza girerseniz girin, her sabah taze bir başlangıçtır. Her sabah dünya yeniden kurulur.

Çocukluğumun ve gençliğimin gazetesi Tercüman'ın sloganı idi bu satırlar.

2023 Türkiyesi'nin manzarası aslında çok parlak görünmüyor. Üretim düşüklüğüne rağmen ihracatımız artıyor.

Ama temel sebep Türk Lirası'nın sürekli düşmesi ve yabancı paralar karşısında değer yitirmesi.

Eh Türk lirası ucuz olunca Türk malı da ucuz!.. oluyor haliyle.

İhracatımızın artması, elbette reel rakamlarla ölçülemiyor. Çünkü rekabetçi bir piyasada Türk işadamları, baskı altına alınmış döviz kurları ile rahat hareket edemiyor.İş dünyası önünü göremiyor.

Para politikaları, keyfiyete dayanarak yönetilen bu ülkenin ekonomisinin verileri de risklerle dolu.

Kamuoyunda, doların kısa bir süre içinde reel rakamlar olan yirmibes TL.ve üstüne çıkabileceğinin dedikoduları dolaşırken, işadamının üretim ve pazarlama planlarıda o derece belirsizlikler içinde.

İthalat ve yerli piyasanın durumunun gelişecek olan konjüktüre dayanması herkesin elini ayağını bağlıyor.

Ancak Türk İş Dünyası yılmıyor. Direniyor.

Herşeye rağmen üretiyor. Fabrikaların dumanını tüttürmeye çalışıyor. Çalıştırdıkları milyonlar emekçiyi sokağa bırakmak istemiyor.

Ekonomi faaliyetlerinin yoğunluğu ister istemez herkesin dikkatini çekiyor. Bu kadar sıkıntı içinde olan Türk İş Dünyası gelişen şartlar karşısında yeni pozisyonlar alıyor.

Pandemi sürecinde gelişen ekonomik olayların başında üretim ve tedarik zincirlerinde yaşanan kırılmalar göze çarptı.

Dünya ve Türkiye ekonomisini direkt ilgilendiren bu gelişmeler karşısında Türkiye, Uzakdoğu'da yaşanan üretim ve nakliye sorunların getirdiği boşluğu doldurmaya başladı.

Avrupalı pek çok şirket uzakdoğulu şirketler yerine Türk şirketlerini tercih etmeye başladılar. Türk lirasının aşırı değer kaybetmesi bu süreci destekledi şüphesiz.

Ancak dengesiz para politikaları, Merkez Bankası üzerindeki siyasi baskılar ve iyi yönetilemeyen ekonomi, bu konjüktüre yeteri kadar destek veremedi.

Uygun kredi bulamayan işadamı, kısır bir döngü içine girdi.

Fakat çözüm yollarını tüketmedi. Üretim potansiyelini bu kez yeni piyasalara açılmakla artırmayı hedefleyen İş dünyası için fuarlar bulunmaz bir fırsat halini aldı.

Yurtdışı fuar imkanlarının dışında, başta İstanbul olmak üzere büyük kentlerde fuarlar aracılığı ile üretim dünyası kendi kabuğunu kırıyor.

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB)'un açıkladığı 2022 yılı fuar istatistiklerinde bu gelişme net bir şekilde görülüyor.

Türkiye'de 2022 yılında toplam 413 fuar düzenlenirken, bu fuarlara 845 bin 91'i yabancı olmak üzere 18 milyon 881 bin ziyaretçi geldi.

Fuar istatistiklerine göre Türkiye'de düzenlenen 413 fuarın, 286'sı milli, 127'si uluslararası nitelikte gerçekleşti. İhtisas fuarlarının sayısı 4070, genel fuar sayısı ise 6 oldu. Sektörel bazda en fazla fuar 61 adet tarım, seracılık, hayvancılık ve teknolojileri alanında düzenlendi.

Fuarlarda en fazla ziyaretçi 6 milyon 522 bin 470 kişi ile kitap, süreli yayın alanındaki fuarlarda gözlenirken, bunu 3 milyon 725 bin 946 ziyaretçiyle tarım, seracılık, hayvancılık ve teknolojileri alanında fuarlar takip etti.

Fuarlara 56 bin 306 firma katılırken, doğrudan veya dolaylı olarak katılan yabancı firma sayısı ise 13 bin 184 oldu.

En çok fuar 171 ile İstanbul'da düzenlenirken, bunu 31 fuarla Antalya, 29 fuarla İzmir takip etti.

Geçen yıl Ankara'da 22, Bursa'da ise 20 fuar düzenlendi.

Eğer yurtdışını merak edenler varsa, oradaki büyük fuarlarda da Türk İş Dünyası her sektörde kendisini gösteriyor.

Türk insanının emeği ve alın terinin karşılığını elbette bir gün alacağımıza inanıyorum. Dengesi bozulan ekonominin ve gelir dağılımındaki adaletsizliğin ilan edilen seçimlerden sonra düzeleceğine ve köklü tedbirler alınacağına' inanmak istiyoruz'.

Seçimlerin daha erken bir tarihe alınacağı haberleri bizde ister istemez bir ümidin gelişmesine sebep oldu. Yapılan hataların, eksikliklerin yönetenler tarafından fark edildiğini 'düşünmek istiyoruz'.

İnşallah Mayıs'dan sonra daha aydınlık bir Türkiye göreceğiz. Bu yüzden yeniden diyoruz ki "Hala bir umut var".

Sizde umutlarınızı kaybetmeyin.


Kalın Sağlıcakla